20 Haziran 2013 Perşembe
TOYP 2011 Cem Vardarcı
TOYP 2011
Cem Vardarcı, 1989 İzmir doğumludur. Gayet normal ve sevimli bir bebek olarak dünyaya geldikten sonra, normal gelişimi 2 yaşlarında durakladı ve akranlarından farklılaşmaya başladı. Anneannesinin ısrarlarıyla ailesi onu doktora götürdü ve 4 yaşında o zamanlar 2000 çocukta bir görülen Yaygın Gelişimsel Bozukluk adı altında OTİZM tanısı aldı. Normal gelişime göre başlayan konuşması 2,5 yaşında kesildi ve özel eğitimlerle 5 yaşında tekrar konuşmaya başladı, ancak bu sefer konuşması tekrarlayıcı ve sosyal çevreye uyumlu bir şekilde anlamlı değildi. Özel eğitimlerin yeterli olmamasından ötürü ailesinin terapi arayışı yurt dışına yöneldi, Türkiye dışında İsrail ve Amerika’da çeşitli terapiler aldı. Azmi ve iyileşme isteği sayesinde bu terapilere olumlu cevap verdi. Önce özel eğitim okuluna giderken daha sonra reddedildiği ilköğretim okuluna kaynaştırma öğrencisi olarak girdi, okullarda daha otizmli çocuklara özel eğitim uygulaması olmadığından ve ülkemizde de bu semptom çok da iyi bilinmediğinden bir çok ilköğretim okulu değiştirmek durumunda kaldı. Kaynaştırma öğrencisi olarak okuduğu sıralarda ilk defa Otizmden iyileşme haberleri 2001 yılında basında yer aldı. O tarihten beri Cem’in tüm gelişimi basın tarafından izlenmiş, diğer tüm otizmli çocuğu olan ailelere ışık tutmuştur.
Cem 10 yaşında iken ablası Gülser Vardarcı aracılığı ile bateri kurslarına başlayarak müzikle tanıştı. 6 yıl bateri dersleri aldıktan sonra önce 2002 yılında İzmir Çeşme Altınyunus Oteli'nin animasyon şovunda darbuka çaldı. Daha sonra 02.04.2004 yılında Haluk Levent'in konserinde hiç provasız bir şekilde sahneye misafir sanatçı olarak çıkarak bateri çaldı ve müthiş başarı sağladı. 2004 yılında, biyografi filmi Emmy Ödülü almış (2010 yapımı) otizmden iyileşen hayvan bilimci Dr. Temple Grandin'den "Özel Temple Grandin" ödülü aldı, böylece Uluslararası anlamda da Cem’in başarısı ödüllendirilmiş oldu.
Lise'de hiç özel ders almadan Ümran Baradan Anadolu ve Güzel Sanatlar Lisesi'nin yetenek sınavını geçerek yine kaynaştırma öğrencisi olarak eğitim hayatına devam etti. Okul hayatı süresince, hem okulunun düzenlediği konserlerde, gerek koro, gerek solo ve eşlik ile birlikte performanslar gösterdi. Ayrıca Otistik Çocukları Koruma ve Yönlendirme Derneği’nin otizm farkındalığı aktivitelerinde müzik performansları sundu.
Cem’in sunduğu müzik performansları ve gelişimi;
2008'de Çeşme Altınyunus Oteli’nde düzenlenen 2. Uluslararası Otizm Sempozyumu’nda piyano ve keman çaldı.
2009 Eylül ayında İzmir Enternasyonel fuarında açılan Otizm Platformu standında gitar çaldı.
2009 Nisan Otizm ayı etkinliklerinde Yaşar Üniversitesi'nde keman çaldı.
04.05.2010'da Buca Dokuz Eylül Özel Eğitim Bölümü Etkinlikleri'nde piyano ve keman çaldı, sınıf arkadaşı Irmak Temizel güzel sesiyle ona eşlik etti.
2010'da 9 ay süren çalışmanın ardından ritm ustası Kaan Solçum'un yazıp yönettiği "Ali Baba ve Kırk Haramiler"müzikalinde ritm yaptı.
25 Ekim 2010'da İzmir Adnan Saygun Sanat Merkezi (AASSM)'de 2440. Bölge Rotary kulüplerinin Cumhuriyet temalı düzenlediği konserde Fahir Atakoğlu'nun onu sahneye daveti ile piyano çaldı.
2010'da Lise'den mezun oldu ve OSYM barajını geçemese de Yaşar Üniversitesi'ne özel öğrenci statüsünde burslu olarak kabul edildi.
2011 Ocak ayında Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nin Otizm Farkındalığı seminerinde piyano ve keman çaldı, ana haber bültenlerine annesi ve ablasıyla canlı yayına çıktı.
2011 Ocak ayında Yaşar Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nin geleneksel konserinde hem piyano hem de hocası Öğrt. Gör. Mehmet Yasemin ile birlikte keman çaldı.
2011 Şubat ayında Bornova Rotary Kulübü'nün "Engelsiz Konser" projesi ve İbrahim Yazıcı'nın jestiyle AASSM'de Yaşar Üniversitesi yaylı çalgılar bölümü yüksek lisans öğrencisi İsmail Başaran eşliğiyle keman çaldı.
2011 Mart ayında İstanbul Bakırköy Belediyesi desteğiyle Jale Sezgin Sanat Merkezi’nin ortaklaşa düzenlediği sanat etkinliğinde konser verdi.
2011 Mayıs ayında yine İstanbul’da değerli müzik hocası Mustafa Akyüzler’in düzenlediği konserde bateri çaldı.
2011 OSYM’nin YGS sınavında gerekli baraj puanını alarak Yaşar Üniversitesi’nin yetenek sınavlarına girmeye hak kazandı ve Sanat ve Tasarım Fakültesi Yaylı Çalgılar Bölümünü kazandı.
2011’de Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası’na kabul edildi.
Cem’in yer alacağı yaklaşan konser ve etkinlikler;
2011 Ağustos ayında (25 Ağustos) şef Serdar Yalçın yönetiminde Ulusal Gençlik Senfoni orkestrası ile birlikte solist olarak çıkıp piyano çalacak. Ayrıca UGSO’nun hem Türkiye hem de Yunanistan’daki ve Avrupa’nın diğer ülkelerindeki performanslarında yer alacak.
İtalya Como orkestrasından davet aldı ve İtalya’nın otizm farkındalığı konserlerinde yer alacak.
Bugüne kadar "otizm farkındalığı yaratmak" adına Yaşar Üniversitesi, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi,Ekonomi Üniversitesi,Ataköy Yunus Emre Tiyatrosu ve Gazanfer Özcan Gönül Ülkü Sahnesi, İsmet İnönü Sanat Merkezi,AKM,Sabancı Kültür Sarayı,İzmir Sanat,Ziya Gökalp Sanat Merkezi,Elit Gençler Koleji, Altınyunus Oteli gibi bir çok yerde keman, piyano, gitar, bateri, darbuka çaldı.
Arkadaşlığı hayatında daima ön planda tutan Cem'e, Benan Dalkıran piyanosuyla,Yunus Emre Özalp trompetiyle,Irmak Temizer vokaliyle,Irmak Çetik sesiyle,İsmail Başaran kemanıyla eşlik etmişlerdir.
Öğretmenleri başarı odaklı azmine saygı duyarak Zuhal Küzgil ,Makbule Taşkın sistemde kalmasına Serkan Mutludağ İngilizcesine, Çağıl Ündar, Bülent ve Müge Öztürk, Salih Bodur, Nilüfer Akdoğu, Mehmet Yasemin, müziğine destek olmuşlardır.
Eski Bakanlarımızdan Işılay Saygın ile Bülent Arınç, Cem’in okuma isteğine saygı göstermişlerdir.
Otizm, günümüzde Dünya’da 100’de bir görülen, tekrarlayıcı ve sınırlı davranışlarla tanımlanan nörolojik (sinir bilimi ilgilendiren) bir yaygın gelişimsel bozukluktur.
Cem’in tanı aldığı yıllarda (1994) 2.000 çocukta bir görülürken bu oran günümüzde gittikçe artmıştır. Otizm tanısı geniş bir yelpazedir ve çocuğun zeka düzeyine ve aldığı diğer eş tanılara (hiperaktivite, dikkat eksikliği, epilepsi, mental retardasyon) göre ağırlık veya hafiflik düzeyinde değişir. Yaşamın ilk 3 yılında ortaya çıktığı varsayılır. Önceleri yaşamboyu sürdüğü varsayılırken şimdilerde bu görüş daha yumuşamıştır. Otizmle ilgili en güncel çekilen ve Temple Grandin’in hayatını anlatan biyografi filminde, ilk önceleri anne sevgisinin az olduğundan bu çocukların otizmli olduğu varsayılırken, tıp ve teknoloji ilerledikçe sebepleri ile ilgili birçok bilimsel araştırma yapılmıştır. Günümüzde genetik faktörlerden çok bunları tetikleyen çevresel faktörlerin olduğu inancına doğru gidilmektedir.
Otizm tanısı alan çocuğun yaşamında, konuşma, sosyal beceriler, motor becerileri (ince ve kaba motor, ince motor: ör. makasla kesme, düğme ilikleme, kalem tutma; kaba motor: koşma, yürüme, zıplama), duyusal beceriler, güncel yaşam becerilerinde akranlarına göre gecikme söz konusudur. Bu sebepten ötürü Yaygın gelişimsel bozukluk adını alır. Bazı alanlarda akranlarına göre gelişmişken bazı alanlarda akranlarından oldukça geride kalabilirler, bu yüzden aileler çocuklarında bir problem olduğunu anlamakta güçlük çekebilir. Otistik çocukların %50’sinde normal konuşma maalesef gelişememektedir. Kalan otizmli bireylerde de konuşma sosyal iletişim amaçlı kullanılmamaktadır.
Otizmin tedavisi için, haftada minimum 10 saat davranışçı metodu içeren özel eğitim gerekmektedir. Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı, otizmli çocuğu olan ailelere sadece aylık 8 saat eğitimi karşılamaktadır. Aileler çocuklarını eğitim almaları için devlet hastanelerinin Çocuk ve Ergen Psikiyatri bölümünden rapor aldıktan sonra, Özel Eğitim Merkezlerine götürmektedirler ve bu raporları belli aralıklarla yenilemektedirler.
Amerika’da devlet otizmli çocukların haftada minimum 10 saat eğitimini karşılamaktadır. Onlara kaynaştırma eğitimi, hayata kazanımları ve işe başlamalarında daha esnek olanaklar diğer ülkelerde Türkiye’ye oranla daha fazla sunulmaktadır.
Türkiye’de son zamanlarda Otizmle ilgili farkındalık düzeyi artmıştır. Sadece otizm konusunda YÖK’e kayıtlı 1.000’den fazla yüksek lisans ve doktora tezi yazılmıştır. Otizmle ilgili Türkiye’de 19 İlde bulunan, genelde otizmli çocuklu ailelerin dayanışma ve bilgiye kolayca ulaşma amacıyla kurdukları Otizm derneğinin birleşmesi ile Türkiye Otizm Platformu kurulmuştur. Platformun amacı otizmle ilgili ülke genelinde bilgilendirici aktiviteleri teşvik etmek, devletin ilgili kurumlarını bilgilendirmek ve otizmli bireylerin ihtiyacına yönelik yasal düzenlemeleri teşvik etmektir.
Amerika gibi gelişmiş ülkelerde otizm gibi günümüzde hala sebebi net olarak bilinmeyen ve tedavisi için uzun yıllar gereken bu hastalıkta, Cem’in Türkiye’nin şartlarına göre gelişmesi, diğer ülkelerden aldığı terapilere olumlu cevap vermesi ve diğer ailelere ve çocuklara kendi isteğiyle bir umut ışığı olması, bizim kültürümüze otizmi toplumun içinde bilinen bir durum haline getirmesi, bu anlamdaki en büyük kültürel başarıdır.
Cem’in haberlerinden sonra, otizm hayatlarımıza girmiş, maalesef çoğu ailemize girmiş, ve çoğu aileleri de parçalamıştır. Cem’in hikayesi, ailelerimize güç ve kuvvet vermekte, mücadele etmeleri için mücadele ruhu vermektedir. Bu anlamda bunu uluslararası platforma 2011 yılı itibariyle taşıdık ve artık Cem’in bu başarısı Amerika’da, Kıbrıs’ta ve UGSO ile tüm Avrupa ülkelerinde de öğrenilmeye başlandı.
http://www.youtube.com/watch?v=dSjOOohEOYs
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder