Anne sevgisi otizmle başa çıktı
7 yıl önce 'dokunamaz, dokunulmasını istemez' denilerek otizm teşhisi konulan Cem, annesinin sevgisi ve azmiyle, şimdi yaşıtlarının yaptığı her şeyi yapabiliyor
İzmirli bir anne Gülçin Vardarcı; fedakâr ve cefakâr... Ama onu özel kılan 7 yıl önce 'otizm' teşhisi konulan 4 yaşındaki oğlu Cem'i 'o kutsal anne sevgisiyle' normal yaşama döndürme mücadelesini kazanmış olması. 4 yıl önce 'diğer öğrencilerle birlikte eğitim göremez' diyen öğretmeni tarafından dışlanan Cem, şimdi 11 yaşında; ata ve bisiklete binebiliyor, tenis oynuyor, bateri çalıyor...
GÜNDE 5 TERAPİST...
Cem'e, 7 yıl önce 'dokunamaz, dokunulmasını istemez', 'yeme alışkanlıkları gelişmez' denilerek otizm teşhisi konuldu; bir anne sıcaklığının mucizesi göz ardı edilerek... Ama anne Gülçin Vardarcı, 'Hayır, ben oğluma dokunurum, o da bana dokunacak' diyerek, otizmle ilgili ne kadar kitap varsa hepsini okudu. İzmir'deki tedavi yetmeyince de soluğu yurtdışında aldı. Bundan sonrasını da anne Vardarcı, şöyle anlatıyor: "Yabancı uzmanlar bize Cem'in 'duyular arası iletişim sorunu yaşadığı' tanısını koydu. Duyuların beyne iletilmesinde gecikme olmasının Cem'in davranışlarını etkilediğini söylediler. Ve bize bir kitap verdiler. Kitaptaki yöntemleri takip ederek, çok kısa sürede büyük aşama kaydettik. Bir ay içinde yemekleri çiğnemeye, çorabını giymeye başladı. Emekledi, takla attı. Eve trambolin aldık. Üzerinde zıplamaya başladı. Hüseyin Nazlı adlı terapiste gittik. Onun sayesinde konuşmayı öğrendi. Ondan önce ekolali yapıyordu. Yani yalnızca söyleneni tekrarlıyordu. Oğlum 1997'den bu yana tenis oynuyor, yüzüyor."
Tabii ki Gülçin Hanım'ın 7 yıllık mücadelesi hiç de kolay değildi. Bir yandan minik oğluna neden okula gidemediğini anlatıyor, bir yandan da tedavisini aksatmadan sürdürüyordu. "Ben hemen hemen ayda 23 kişiye iş imkanı sağladım" diyor Gülçin Hanım ve devam ediyor: "Eve günde 5 terapist geliyordu. Yine de tüm eksiklerini ben tamamlıyordum. Elbette kolay değildi benim için. Hayattan tamamen izole oldum."
SAĞI-SOLU NASIL ÖĞRENDİ?
Gülçin Vardarcı, belki biraz da çocuğu otistik olan ailelere öneri olacak şeklinde şöyle devam diyor: "Oğluma sağını solunu öğretebilmek için günlerce uğraştım. Aya Yorgi koyunda bir kano kiraladım. Ona bir sağ, bir sol koluyla kürek çekmesini gösterdim. Bu hastalığı yenmek ille de parayla değil. Mutlaka ata binmek zorunda değil çocuğunuz. Anne, yaprak sarmak yerine çocuğunun ayağına masaj yapabilir. Pek çok kişi, iyileşmez düşüncesiyle uğraşmıyor bile..."
Otizmde diyet çok önemli
Otİzm tedavisinde diyetin büyük önem taşıdığını dile getiren Gülçin Vardarcı, şöyle diyor:
"Oğlum 1998 yılından beri buğday ve süt ürünleri yemiyor. Ve bunları kestiğimiz andan itibaren tedavide büyük bir gelişme kaydedildi. Tek problem bu tip ürünlerin Türkiye'de bulunmaması. İçinde buğday bulunmayan bisküvi, ekmek, kraker ve makarna gibi ürünlerin üretilmesi için gıda konusunda çalışma yapan kişi ve kurumlardan destek bekliyoruz. Çocuklarımız doğru beslenirlerse kısa sürede iyileşir. ABD ve Avrupa ülkelerinde bu ürünler bakkallarda satılıyor. Ekmeği İstanbul Halk Ekmek fabrikasından ısmarlıyoruz. Ancak 3 günde geliyor. Bazen yolda küfleniyor."
Emine KANTARCI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder