6 Aralık 2010 Pazartesi

Gülçin Vardarcı'nın Oder Mesaj defterinde yayınlanan yazılaıı

* ODER'DEN HABERLER •
* MESAJ DEFTERI •

1.) Yazan: Gulcin Vardarci | 21-04-06 (Sil)
Mesaj:
Koray Uygur,haftanin bazi saatlerinde Ataturk stadyumunda, otizmli cocuklarimiza basket ogretiyor.
2.) Yazan: Gulcin Vardarci | 08-06-05 (Sil)
Mesaj:
Bu haftaki aktuel dergisinde oglum Cem'in otizmde gecirdigi asamalar yaziyor. ancak birkac duzeltmeyi buradan yapmak istiyorum. 1-Cem,Ankara ilkogretim okulunda okuyor.Ozverili,nehir yatagını degistirecek kadar guclu muduresi ve ogretmenleri sayesinde 2-ben anneme 47 yasina kadar henuz "sen" demedim bizde mutlak saygi vardir 3-Cem'in pekcok terapisti oldu
3.) Yazan: Gulcin Vardarci | 28-05-05 (Sil)
Mesaj:
Özel Elit Gençler Kolejinde gerçekleştirilen Otizm Semineri ile ilgili izlenimlerim. Otizm maalesef çocuklarımızın geleceğini bizim de umutlarımızı çalıyor. 09/01/05 Tarihinde Jale Sezgin Hanımefendi ile ilk defa telefonla konuştuğumda bana, İstanbul Otizm Sempozyumundaki ODER standından, Otizmli ailelere ışık olsun diye , oğlum Cem Vardarcı’nın otizm serüvenini anlattığım VCD’lerin kopyalarını aldığını ve bazı yöntemleri deneyerek bir yıl içinde 10 çocuktan 7 sini kaynaştırma eğitimine kazandırdıklarını söylediğinde beni tam kalbimden vurdu. 2001 den itibaren Cem’i tedavi etme misyonum biraz yön değiştirerek başkalarına yardım boyutuna dönmüştü. En son olarak da Bursa’da ve Ege Üniversitesinde Prof. Dr. Şeyda Aksel’in dersinde, yaşadıklarımızı anlattığım için Sn.Jale Sezgin’in seminer teklifini gönüllü olarak kabul ettim. Kanımca insan, kendinde var olan ve başkalarını da aydınlatacak olan ışığı söndürürse,bütün dünya kararır. Bugüne kadar otizmli çocuklara hiç Özel bir Kolejde Milli Eğitim yolu açılmamıştı. Özel kolejler az öğrenci ile yoğun eğitim verdikleri ve otizmli çocuklar da bu tarz bir eğitimi hak ettikleri halde bu hamle gerçekleşmemişti. Oğluma teşhis konmadan önce kızım Gülser’in ilkokul sınıfında öğrenme güçlüğü ve kromozom problemi olan çocuklara asla tepki göstermemiş normal çocuk annesi olarak, bu dünyanın zig-zag larla dolu olduğunu herkese öğretmeyi amaç edinen yöneticilerin yanında yer almaktan gurur duydum. Cem’in okul yaşantısı da zaten böyle güçlü ve mücadeleci, yüreğinde derin insan sevgisi taşıyan kişiler sayesinde devam ediyor. Seminerde yer alan barkovizyon gösterisi için hazırlık sürecinde oğlum Cem’in gereksinimleri doğrultusunda 1998 den itibaren özel terapi seanslarını çektiğim videoları tek tek her karesini gözden geçirdik.Adeta zaman tünelinde yolculuk yaptık ve seminer esnasında az daha ağlama Oscar’ı kazanacaktım. Bu filimlerle 1-Neyi ,nasıl uyguladıklarını kayıt etmiştim. 2-Buradaki terapistlere "tam olarak böyle istiyorum" demiştim. 3-Oğlum Cem Vardarcı'nın gelişmesini takip edebilmiştim. 4-Eğer bir gün "iyileşirse" "bak biz nelere katlanmıştık"diyebilmiştim. 5-Cem iyileşirse ekonomik gücü ve lisanı ,cesareti olmayan otizmli çocukların ailelerine gönüllü yardımcı olabilecektim. Tabii ki bu Vcd ler tamamen kişiseldir ve tavsiye niteliği taşımaz. Kopyalanıp üzerinden gelir elde edilemez. Hazırlık yaparken yaptığım tercümeleri bir araya toplayınca meğer bir kitabı dolduracak kadar çok olduğunu farkettim. Yıllardır bu dosyalarımı ve otizmle yaşarken öğrendiklerimi herkesle paylaşıyorum,internet aracılığı ile veya evime gelenler ile veya telefonla yardım isteyenlere sürekli olarak öğrendiklerimi karşılıksız aktarıyorum. Bizim en büyük şansımız Cem’in bize otizme içerden bakma fırsatını vermesi oluyor. Bu sayede otizmin gizemli kapıları aralanıyor. Her otizmli tektir ama belki de genelleme yaparak onlara yaklaşarak hep birlikte konuk olduğumuz dünya gezegeninin kurallarına göre az sıkıntılı yaşam sürmeyi amaçlıyoruz. Renkleri,kokuları,sesleri,görüntüleri farklı algılayan bir insan bizimle nasıl iletişim kurabilir? Klasik tıp bize yardım edemiyor yine de ondan ayrılmadan çıkış yolları arayan, bireysel olarak açmazlarda yaşayan aileler oluyoruz Kronik mutsuzluk ve çaresizlik maddi ve manevi olarak bizi kuşatıyor. Alternatif ve integratif tıptan medet umarak gözlerimizin önünde boğulmakta olan çocuğumuza acaba çürük de olsa bir ip atalım mı diye de kendi kendimizle mücadele ediyoruz. Pek çok cephede savaşıyoruz. Kendimiz de dahil olduğumuz bu savaşlar da komşulardan,arkadaşlarımıza,gıda alerjisinden metal zehirlenmelerine, okuldan maddiyata,lisan probleminden beynin tüm alanlarına,aile fertlerinden çevre şartlarına kadar savaşıyoruz. Zaman kum saati gibi bizim için ters akıyor. Diğer çocuklar bilgilerini derlerken bizim çocuklarımız hiç bir şey öğrenemiyor,ifade edemiyor,kendini geliştiremiyor. Diğer kardeşleri sanki terk edilmişçesine yalnız bırakıp tüm ilgiyi otizmli olanlara kaydırarak ömür boyu affedilemeyecek hatalar yapıyoruz. Bu sorunları 300 yıl yaşasam çözemem. Çözebilecek uzmanların ise sanki estetiğe ve güzelliğe odaklanmış bir dünya da otizm terapilerini düşünemiyorlarmış gibi umursamazlıkları var. Kanımca seminerin ana fikri erken tanılama ve hatta çocuk doktorunun bu tanıyı koyması ve zaman kaybettirmemesi. Sonra gelen bölüm ise eğitim. Bu eğitim hem çocuğa ,hem aileye, hem terapiste yönelik olmalı. Kendimizi eğitmeden ne tarz bir eğitim aradığımızı nasıl bilebileceğiz? Eğitim kurumlarından iyileşmeye yaklaşmış olarak bize gösterebilecekleri örnek kişi var mı? Eğitim kurumları maalesef uzun vadede bakım evleri pozisyonuna geçiyor. Onların da kendilerini sürekli yenilemeleri gerekiyor. Eğitimin uzun süreli ve çok pahalı olması da en olumsuz kısmı. Hepimiz umutsuz ve aceleciyiz. En zor durumda olan maalesef aileler. Pek çoğu başarısızlığı kendinde zannedip vazgeçiyor.. Üzüntü yoğunluğu bizleri boşanma,hastalık ve ölüm olarak tehtid ediyor. Benim bugüne gelirken yaptığım hatalar dünyanın çevresini kim bilir kaç kere dolaşır. Ama doğru yaklaşımla çocuğumuzdan herhangi bir düzelme belirtisi de alırsak ,işte o zaman İstanbul’un fethinden bile daha fazla gurur verici oluyor. Ben Cem’i Cem’le kıyaslamayı kendime öğrettim. Çünkü eğer normal yaşıtlarıyla kıyaslarsam oğluma çok büyük haksızlık etmiş olurum. Ben çıtayı yükseltmeyi severim. Cem 2 kez özgeçmişini konferanslarda anlattığı halde, bu kez de İngilizce ve Almanca olarak okudu. 2 kez Altınyunus’ta darbuka solo yaptığı halde bu kez de birkaç tını çaldı ve Akdeniz Akşamları şarkısını bize gitar eşliğinde çaldı. Bu seminer ona sayısız kendisini geliştirme fırsatı sağladı.Hepimiz geliştik.Onlarca bilgi ile donandık.Mükemmel insanlarla tanıştık. Hele sensory integration therapy’yi anlatmak için sahneye içinde materyaller olan kocaman valizimle çıkarken yarattığım görüntü kimbilir nasıldı? Cem’i kendi dünyamıza çekerken ,sırasıyla: konuşma terapisi duyusal bütünleme terapi(sensory integration), oküpasyonel terapi(faaliyet terapisi) işitsel algı terapisi(auditory integration) görsel algı terapisi(syntonic opthometry) at ile terapi masaj glüten-kazein diyeti vitamin terapisi, spor(her alanda) kaynaştırma eğitimi kardeş ilişkisi oyun parkları müzik, seramik arkadaşlık model olma davranışçı terapi reiki özel ilgi alanlarından iletişim kurmaya çabalamak gibi çeşitli yöntemleri denedik. Sürekli Allah’a dua ettik. Bu sayede iletişimi arttı, konuşması gelişti esnek olabilmeyi öğrendi amaçlı hareket edebilmeyi öğrendi kendini sakinleştirebilmesi mümkün olabiliyor öz bakım becerileri arttı dikkat süresi uzadı öğrenme isteği arttı kendine zarar verici davranışları azaldı kendini uyarıcı davranışları yavaş yavaş sönüyor değişikliklere daha az tepki gösteriyor seslere daha az kızıyor yardımsever biri oldu 3 boyutlu dünyayı öğrendi sahneye çıkar duruma geldi. Sonuçta yaşamdan keyif almasını sağladık. Ancak uyku sorunu hala en büyük problemimiz.Koku sorununa ise henüz çare bulamadık.Chelasyon,kök hücre terapisi ve homeopathyi henüz denemedik. Ailece sorunu sahiplendik. Kızım Ege Üniversitesi Psikoloji bölümünü bitiriyor tezini Sensory Integration Therapy üzerine yazıyor, eşim sigarayı bıraktı ve basket oynamaya başladı motivasyon olsun diye. Ben üniversite sınavına girip yeniden kazandım. Çok çalıştık,çabaladık ve hala çalışmalarımız sürüyor. Eşimin yurt dışındaki iş ortakları bile 3. dünya ülkesinde,bu kriz ortamlarında Cem’i otizmden çıkarabilmeyi nasıl başarabildiğimize çok şaşırıyorlar. İstanbul Türkiye’nin, New York da dünya’nın başkenti sayılacak olursa bu başarılarımızı New York’ta sağlamış olmayı dilerdim. Belki daha fazla ses getirirdi. Dileklerim: Milli Eğitimin “normal çocuk nasıl olur” diye okullara ders koyması üniversitelerimizde oküpasyonel (uğraşı) terapi bölümleri açılmasının sağlanması çocuk doktorlarının tanıyı koyması medyanın otizmin tanıtımına yardımcı olması, vasıflı olarak ev kadını kaldığım için bu kompleksimden kurtulmam bunca yıldır devletten ve hiç kimseden yardım almadan bu seviyeye geldiğimizin taktir edilmesi bizden sonrası için otizm yaşam köylerinin kurulması Özel Elit Gençler Koleji gibi kolejlerin çoğalması. Çünkü Kaynaştırma olmazsa olmaz. Çocuklarımıza saygıyla ve sevgiyle yaklaştıkları için bu güzel okul sayesinde otizmi aşanlar mutlaka olacaktır. Cem’e 2003’de Temple Grandin’den ödül gelince sevinçle Oslo’daki uzman KL.Reicheld’e yazdım. Onun cevabı ise “Bir çocuk kurtulunca cennette yeni bir kapı açılır”şeklinde oldu. Biliyorum ki tüm yardımı dokunan eğitimciler,terapistler,doktorlar ve yakınlarımız o kapıdan Cem ile birlikte geçecekler Gülçin Vardarcı
4.) Yazan: Gulcin Vardarci | 31-03-05 (Sil)
Mesaj:
Tuvalet Egitimi ile ilgili bir siteden surekli mesaj aliyorum bazilarini tercume ettim: 1-Cocugunuzun Tuvalet ihtiyaci oldugunda nasil iletisim kurarsiniz? cocugunuzun tuvalet ihtiyaci oldugunu farkettiniz ve tuvalete gitme islemini kendisi baslatamiyorsa bu durumda onu yonlendirebilecek bazi ipuclarina basvurun. Ona bu konuyla ilgili bir oyuncak,bir cikartma veya bir resim verin. repertuvariniza isaret dili ekleyip bir "T "harfini yavasca sallayarak tuvalete gitmesi gerektigini de anlatabilirsiniz. 2-Cocugunuz tuvalette sifonu cekmek istemiyorsa ne yapabilirsiniz? Sifonun cekilmesi oldukca gizemli bir olaydir. Su nereye gider acaba,tekrar nasil dolar neden o kadar cok ses cikarir? bazi cocuklar onceden tahmin edilebilen seylere iyi cevap verirler. Bir sablon olusturarak bu konudaki korkuyu biraz olsun azaltabilirsiniz Gorsel sema ile sifon cekmenin ne zaman uygun olacagini gosterin Sozel ipucu kullanin "hazir", "simdi sifonu cekiyoruz" sonra da "simdi ellerimizi yikama zamani " gibi Sifonu cektiginiz zaman gerekli uzaklikta olmasini saglayin. Yavas yavas sifona yaklasmasi icin cesaretlenmesini saglayin. 3-Cocugunuz tuvalet kagidini kullanmayi reddederse ne yaparsiniz? Bazi cocuklar tuvalet kagidinin dokusuna ve onun yarattigi dokunma hissine oldukca duyarlidirlar. pek cok cocuk tuvalet kagidi ile silinmeye karsi cikar bu islemi iyice ogreninceye kadar ona siz yardimci olun. bazilari da islak mendile aliskın olabilirler o zaman da suda eriyen islak mendilleri temin edebilirsiniz .4-Eger cocugunuz diskisiyla oynarsa ne yapabilirsiniz? Bazi cocuklar cok igrenc olmasina ragmen diskilariyla oynamayi severler,onu duyusal bir oyun zannederler. Onlara sensory(duyusal)secenekler hazirlayin,benzer sekilde yumusak ve ilik olsun kalin ve sıkı kemerler takın tayt gibi siki pantolonlar giydirin ki bebek bezine ulasmalari zor olsun kemerine pek cok oyuncak koyun ve bu oyuncagi surekli degistirn ki oyalansin ve bezine elini atmasin kucuk elleri mesgul olmali.
5.) Yazan: Gulcin Vardarci | 16-02-05 (Sil)
Mesaj:
Arkadaslar, "what is Autism" isimli kitapta biz oldukten sonra ne yapilmasi gerektigi Amerika kistasinda anlatilmis. mirasin nasil paylastirilacagi,vasinin kim olacagi,saglam kardeslerin otistik eriskinin tedavisini surdurmesi uzerinde ne yogunlukta etkili olacagini vs Bu ve bunun gibi pek cok konuda ne yapmamiz gerektigini bilmiyoruz. avukatlara danisilmali. Bu konuda bilgisi olan varsa lutfen yazsin.
6.) Yazan: Gulcin Vardarci | 28-11-04 (Sil)
Mesaj:
Otizm nedeniyle siz kader arkadaslarimi tanidim,hepimize 3 Aralik gunu icin bir teslli yazisi : KUSURSUZ OLMAK > Cin'de bir adam, hergun boynuna dayadigi kalin > sopanin iki ucuna asili, testilerle dereden, su > tasirmis evine.. Bu testilerden birinin yan kisminda > catlak varmis.. > Digeri ise hic kusursuz ve catlaksizmis ve her > seferinde, bu kusursuz testi adamin doldurdugu suyun > tumunu tasir,ulastirirmis eve..... Ama uzun bir yolu > yuruyerek boynunda tasidigi testilerden catlak olani, > eve yari dolu olarak varirmis.. 2 sene hergun bu > sekilde gecmis..Adam her iki testiyi suyla doldurmus > ama evine vardiginda sadece 1,5 testi su getirmis... > Tabii ki kusursuz, catlaksiz mukemmel testi cok > gururlaniyormus vazifesini mukemmel yaptigi icin.. > Fakat zavalli catlagi olan kusurlu testi, cok > utaniyormus, doldurulan suyun sadece yarisini eve > ulastirabildigi icin de cok uzuluyormus.. > 2 senenin sonunda goruslerine gore, yapmasi lazim > gelen gorevi yapamadigi dusuyle, irmak Kenarinda > adama; > - Kendimden utaniyorum. Su yanimdaki > catlak nedeniyle, sular evine gidene kadar sizip > gidiyor, demis. > > Adam testiye; > -Goremedin mi? Yolun senin tarafinda olan kismi > ciceklerle dolu. > Fakat kusursuz testinin tarafinda hic yok..Cunku > ben basindan beri senin kusurunu, catlagini > biliyordum.. Senin tarafina cicek tohumlari ektim. Ve > hergun o yolda ben su tasirken, sen onlari suladin.. 2 > senedir o guzel cicekleri toplayip, masamin ustunu > dekore ettim. Sen kusursuz olsaydin, o catlagin > olmasaydi, evime boyle guzellik ve zerafet > veremiyecektim" diye cevap vermis.. > Hikayeden alacagimiz ders: > Herbirimizin kendine has kusurlari > vardir..Hepimiz > birer catlak testiyiz..... Fakat sahip oldugumuz bu > kusurlar ve catlaklar hayatlarimizi ilginc yapan, > mukafatlandiran, renklendiren..ozelliklerimizdir. > Etrafinizdaki her kisiyi, olduklari gibi > kabullenin.. Dislarindaki kusurlara degil, > iclerindeki guzelliklere, bakip, gorun....
7.) Yazan: Gulcin Vardarci | 09-10-04 (Sil)
Mesaj:
Temple Grandin'in bir yazisinin tercumesini yaptim: Otistik cocuguma nasil tuvalet egitimi verebilirim? Diyorki tuvalet problemi olarak 2 onemli sebeb vardir. 1-tuvaletten korkabilirler 2-ne yapmalari gerektigini tam olarak da bilemeyebilirler. Cok agir derecede isitme sorunu olan cocuklar( yani sesleri cok fazla ve agrili duyanlar) tuvalet sifonunun sesinden cok korkabilirler. Ses kulaklarini agritabilir. tuvaletten uzakta olan bir lazimlikla bazen ogrenebilrler Sensory( duyusal)problemlerin cesitliligine gore bazi cocuklarda tuvalet sifonunun sesini sevebilir ve defalarca sifonu da cekebilir. fakat hala tuvalete yapmayi ogrenmemisde olabilir. bazi otistik cocuklarin dusunce sistemi o kadar somut ve kati olabilir ki ancak bir yetiskinin tuvaleti nasil yapilacagini gosrere gostere yapmasiyla ogrenebilir. ancak bir yetiskinin gostermesiyle bazen ogrenebilirler. Agir sensory (yani duyusal=5 duyu) problemi olan cocuklar bazen tuvaletinin geldigini de hissetmeyebilir. eger sakin bir ortamda veya kendileri sakinseler cis ve buyuk abdestinin geldigini hissedebilirler ama stres altinda iseler ve sensory yani duyusal asiri yuklenme altindaysalar altlarina yapabilirler. Bu da bize bazen bir cocugun dogru tuvaletini nereye dogru olarak yaptigini bazen de neden yapamadigini acikliyor. Temple Grandin
8.) Yazan: Gulcin Vardarci | 26-09-04 (Sil)
Mesaj:
Cok kiymetli eli opulesi Turk anneleri. Kurtulus savasina olmege sapsaglam cocuklarini yollamis kahraman, cefakar,sessiz meleklerin cocuklari. Kendi caresizligimi anlatmam icin hergun telefon eden,evime kadar uzaklardan gelen,mail atan, ne yapacagini benim gibi sasirmis,evladinin gozunun onunde yok olusunu seyreden zor durumda tum anneler. Belki de ilk kitabimi dolduracak kadar cok tesekkur yazisi yazan pek cogu da tip doktoru anneler,kendi zavalliligimi,beyin hucreleri ve ilahi adalet karsisindaki caresizligimi anlatirken bilmeyerek sizleri kirdiysam,herhangi birinizi kirdiysam beni affedin. Zaten gelisen tip sayesinde pekcok rahatsizligin caresi bulunacak cok yakinda. Biz de bu sure icinde bos oturmayalim diye birseyler yazmistim. Affedin...
9.) Yazan: Gulcin Vardarci | 24-09-04 (Sil)
Mesaj:
Oglumun otizmli oldugunu ogrendigimizde ailece geleneksel hatalari tekrarladik. Once reddettik. Nasil olur du da bizim gibi super lerin boyle problemli cocugu olurdu? Sonra tum tibbi tetkikler yaptirdik Oysa bunlar ise hem para hem zaman kaybi imis. Sonra uzmanlarin bu konuda bilgili oldugunu sandik. Oysa bu konuyu yeterince okumamislardi bile. Sonra sagdan soldan buldugumuz terapistlere inandik. Onlarin cocugumuzu iyilestirecegini sandik. Onlarda konuya bizim kadar uzakti. Bolgedeki 5-10 hasta donusumlu olarak 5-10 terapist arasinda gidip gelir. En buyuk hatayi cocugumuzu kendi gibiler arasina sokmakla yaptik. Cocuk bile bunun ne kadar yanlis oldugunu bize soyledi. bir de baktik ki filanca gibi bagiriyor falanca gibi kusuyor ya da bizim cocugumuzun sorunu bir baska evde o gece... Bir gun sensory integration therapy ile tanistik. Terimler cok yabanciydi ama sanki sihirli bir degnek degmisti. Hergun yeni bir gun oldu.:) tunelin sonunda silik de olsa bir isik gorduk ve calistik calistik calistik. Bize"husraniniz buyuk olacak"dediler,yilmadik. Giderek cocuk iyilesmege daha bir normal davranmaya basladi. Eger bu kadar zaman kaybetmemis olsaydik eminim ki su anda hic bir belirti kalmazdi. Dikkat daginikligi ve hiperaktivite disinda az sorunumuz kaldi. Otizm gerilerde kaldi. Bizim gibilerin en onemli sorunumuzda gectigi yasi ile su andaki yasinin sorunlarini ayni anda yasamasi.O nedenle iki kisiyle ayni anda ugrasmis gibi oluyoruz.onlarda bizde yoruluyoruz. Su anda normal cocuklar gibi okula gidiyor. Gunlerimiz normal cocuklari mesgul edecek faaliyetlerle dolu. Lutfen JEAN AYRES'in yazdigi SENSORY INTEGRATION AND THE CHILD kitabini sizlerde okuyun yada Türkçe'ye cevirttirip , uygulayin. Bir ayrinti da bizden baska hic kimsenin yeterli caba gostermeyecegidir.
10.) Yazan: Gulcin Vardarci | 16-09-04 (Sil)
Mesaj:
Selam, Oderden telefonla veya mail ile VCD leri siparis edebilirsiniz. videolar icin ben ucret almiyorum. Ancak kopyalama icin ve yakinda oturmuyorsunuz kargo ucreti odeyerek edineceksiniz Ben pek cok aileye bugune kadar kitap, brosur, dokuman ve aklinize gelen her turlu yardimi yaptim. evimde toplantilar duzenledim. Kac aileye orada anlattigim hareketleri bizzat yapa yapa anlattim. Terapistlerim yurt disindan geldigi zaman bile evimin kapisi dileyen ailelere acikti. Telefonla saatlerce ailelere bilgi veriyorum. Bilgi ve kaynak paylasmadigim terapist yok gibi. Buna ingilizce ve almanca bilmemin ve 46 yasinda bile 2. universitede okuyor olmamin da yarari oluyor.. Ayda kac kez kendi cebimden masraf ederek hic tanimadigim kisilere bilgiler,kitaplar yolladim. Ancak artik soz verince yerine getiremez oldum. O nedenle kar amaci gutmeyen ve cok ciddi bir kurulus olan dernegimize bu yardimi ailelere ulastirmasi icin ricada bulundum. Bu bilgiler tamamen kisiseldir. Bir anne olarak yasadiklarimi ve tecrubelerimi, cok bilinmeyenli otizm konusunu, bizim yasadigimiz pencereden anlatiyorum. Bugun Istanbul'a gitmek icin daglari asmaya gerek yok.Bilinen yol daima daha kisadir. Belki guzel cocuklarimizdan biri daha Cem agabeyleri gibi pekcok guzelligin farkina varir. Iste bizleri biraraya getiren bu duygu Cocuklarimiz omur boyu cocuk kalmasin Gulcin Vardarci

Sonraki 10 >>

Gösterilen sonuç: 1 - 10 Toplam sonuç: 24

ODER - İnönü mah. 110 sokak No: 4 Buca - İZMİR TEL: 0 (232) 442 40 01 E-MAIL

YARDIMLARINIZ İÇİN: GARANTİ BANKASI ŞUBE KODU: 410 HESAP NO: 6299260
| XHTML | CSS |

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder